iletişim

umit@umitalan.net
twitter.com/umitalan

Çarşamba, Mart 31, 2010

MEDYAYA YENİ DERNEK ÖNERİLERİ


BUGÜNKÜ BİRGÜN YAZIM AŞAĞIDA DOSTLAR

Geçtiğimiz hafta, siyasi iktidara yakın medyanın önde gelen isimleri bir araya gelerek yeni bir dernek kurduklarını ilan ettiler. Medya Derneği adını verdikleri bu dernek için tanıma uygun bir şekilde ortak hedefler de belirlemişlerdi. Medyanın ve gazetecilerin kalite standartlarını yükseltmek, basın özgürlüğünün sınırlarını genişletmek ve medyadaki çeşitliliği savunmak bu hedeflerin başlıcalarıydı.

Dernek üyelerinden Ekrem Dumanlı, konuyla ilgili yazısında “mesleğin çıtasını yükseltmek” istediklerini vurguluyor ve “örgütlenme” hakkından söz ediyordu. Dernek Başkanı Salih Memecan ise, T24 internet sitesinden Selin Ongun’a röportaj veriyor, derneğin “gazetecilerin kalite standartlarını yükseltmek” amacını ve Dumanlı’nın söz ettiği ‘örgütlenme hakkını’ unutmuş gibi görünüyordu. Memecan, soğukkanlılıkla “ATV-Sabah grevi bizim alanımız değil, çalışan hakkını aldı alamadı; bunlar başka konular” diyebiliyordu. Gazetecinin çalışma koşullarını iyileştirmeden, kalite standartlarını yükseltilebileceği gibi fantastik bir çelişki içindeydi kendisi. Bizimcity’e bağlanmıştı ve kopmaya niyeti yok gibiydi.
Mademki, tasfiye edilecek gazeteciler listesi yapanlar, medyadaki çeşitliliği savunmak için bir araya gelebiliyor. Mademki, “gazeteci hakkını aldı, alamadı bunlar başka konular, bizim alanımız değil” diyenler, gazetecilerin kalite standartlarını yükseltmek için dernek kurabiliyor, öyleyse daha nice dernekler kurulabilir bu sektörde. Ali Kırca’nın ATV yıllarından hatırladığımız tonlamasıyla, şimdi ‘Bizimderneklere’ bağlanalım, dernek önerilerimizi şöyle bir sıralayalım.

‘YANDAŞ MEDYA’DAN DIŞLANANLAR DERNEĞİ
Son günlerde yeni bir mağduriyet kategorisi daha oluştu. ‘Yandaş Medya’nın en hararetli kalemlerinden Fikri Akyüz’ün, Fatih Altaylı’ya yazdığı mektup bu kategoriyi iyice açık etti. Muhafazakâr ve liberal denilen bazı yazarlardan tiksindiğini söyleyen Akyüz, Mustafa Karaalioğlu’na küçük bir eleştiri yaptığı için nasıl dışlandığını aktarıyordu. Artık o cenahın hiçbir medyasında kendisine konuşma hakkı tanınmadığını belirten Akyüz, bu kesimdeki bazı yazarların iktidardan nemalanarak güç sarhoşluğu içine girdiğini içeriden biri olarak itiraf ediyordu. Fikri Akyüz gibi hâlâ AKP yanlısı olmasına rağmen, küçük eleştiriler yüzünden saadet halkasının dışına atılan bu yazarlar için de dernek şart. Çünkü mevki ve çıkar paylaşımında pasta büyüdükçe, onların sayısı artacak gibi.

KÖŞE YAZARLIĞINI KURTARMA DERNEĞİ
Medyada sadece geçen hafta köşe yazarlığı kurumuna getirilen özeleştiriler bile bu kurumun itibarının bir an önce kurtarılması gerektiğini hatırlattı. Cüneyt Ülsever’in, “Pahalandıkça ucuzlayan meta: Köşe yazarlığı” yazısı ve Mehmet Ali Kılıçbay’ın Newsweek Türkiye dergisindeki yazısı, Türkiye’de köşe yazarlığının içler acısı halini ortaya koyuyordu. Yine Ahmet Hakan ve Selahattin Duman’ın Başbakan’ın neden köşe yazarlarını kahvaltıya çağırmaması gerektiğini belirten yazıları, köşe yazarlığı kurumunun itibarıyla dalga geçme niteliğindeydi. Buralardan hareketle köşe yazarları bir an önce mesleklerinin itibarını kurtarmak için dernekleşmeliler bence.

BAŞBAKAN MAĞDURLARI DERNEĞİ
Gün geçmiyor ki, Başbakan bir köşe yazısına sinirlenmesin; yandaş, karşıt ayırmadan azarlamasın. Başbakan’ın köşe yazarlarının ne yazdığına bu kadar dikkat ettiği, hatta onları kontrol etmesi için patronlarını tehdit ettiği ortama bir dernek daha lazım. Başbakan’dan zılgıt yiyen köşe yazarları acilen bir araya gelmeli ve güçbirliliği yapmalılar.

Saymaya kalksak daha pek çok dernek önerisi yapabiliriz ama yerimiz dar. Şimdilik bunlarla yetinelim. Her köşe başında bir derneğin olduğu, hatta lokal açmak için bile paravan derneklerin kurulabildiği ülkeye bir Medya Derneği fazla değil elbette. Ama gazetecilerin kalite standartlarını yükseltmek gibi bir hedefle yola çıkıp, “gazeteciler haklarını almışlar, alamamışlar bizi ilgilendirmez” deme çelişkisine itiraz etmemek de mümkün değil. Yoksa düğün olmuş, dernek olmuş, hacı hacıyı Mekke’de, hoca hocayı tekkede bulmuş kimin umrunda.

Hiç yorum yok: