iletişim
umit@umitalan.net
twitter.com/umitalan
Çarşamba, Mart 10, 2010
KÖŞELERDEN SORUMLU BAKANLIK, NEDEN OLMASIN?
BUGÜNKÜ BİRGÜN YAZIM:
Geçen hafta gündemin yıldızı, gaf konusunda hat-trick yapan Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Aliye Kavaf oldu. Kavaf, önce televizyon dizilerini sakıncalı bularak ebeveyn izleme kurulları gibi muğlak bir oluşumun insafına bırakma, yani bir tür sansür uygulama niyetini açıkladı. Ardından verdiği röportajda, severek izlediği ve önemli mesajlar aldığı tek dizinin Kurtlar Vadisi olduğunu belirterek; öpüşme-sevişme olmasın ama silah ve şiddet olabilir icabında gibi bir algıya yol açtı. Sonuncu gafını ise “eşcinsellik hastalıktır, tedavi edilmesi gerek” vurgusuyla yaptı.
Bakan Kavaf’ın, toplumu zapturapt altına alma şevki nedeniyle Başbakan’a ilham kaynağı olmasından korkuyorum açıkçası. Kimsenin aklına bir şey getirmek istemiyorum ama yazmadan da duramayacağım. Başbakan, hazır köşe yazarlarına bu kadar takmış durumdayken, ister misiniz bir de Köşe Yazarlığından Sorumlu Devlet Bakanlığı icat etsin. Bunun başına da geçen haftaki çıkışından ilhamla Aliye Kavaf’ı getirsin. Çocuklar mazallah 7 yaşında okumayı öğreniyor, gazeteler de uluorta satılıyor deyip bir taşla iki kuş vurmaya kalksın. Görelim bakalım o zaman neler olur?
EKŞİ İLE BABAHAN YILDIZLAŞIR
Geçtiğimiz hafta, köşe yazarlığı alemi, Bakan Kavaf’ın Meclis’ten hiç de yabancı olmadığı üslupta bir tartışmaya sahne oldu. Konusundan ziyade üslubuyla öne çıkan tartışmada Oktay Ekşi’nin “o bacaksızı doğduğu yere kadar kovalayacağım” sözüne, Babahan’dan “Ekşi suratlı adam bir daha anneme laf edersen seni doğduğuna pişman ederim” gibi bir yanıt geldi. Kendisi Kurtlar Vadisi izleyicisi olan Bakan Kavaf’ın, biri eski kurt, biri Eşrefpaşa delikanlısı bu iki yazarın şiddet dolu polemiğini hoş karşılayacağını umuyorum. Yani Kavaf’ın olası Köşe Yazarlarından Sorumlu Devlet Bakanlığı’nda yıldızlaşabilir bu isimler. Aralarına Şamil Tayyar ve Ahmet Kekeç gibi üslup açısından Meclis ortalamasını rahatlıkla tutturabilecek yazarları da alırlarsa şahane bir polemik ekibi oluşur. Şiddet düzeyi açısından Kurtlar Vadisi’ni aratmaz hem. Hep mi Kurtlar Vadisi diye itiraz eden olursa, Oktay Ekşi-Ergun Babahan ilişkisinde, aslında başka bir iktidar senaryosunda Ezel dizisinin dayısıyla yeğenini oynayacak potansiyel de görüyorum ben.
AYŞE ARMAN TEHLİKEDE
Dizi filmlerdeki erotik sahnelerden ‘irrite’ olan Bakan Aliye Kavaf’ın, Ayşe Arman’a tahammül etmesi de zor görünüyor. Düşünsenize dizilerdeki bazı sahnelerin kontrolü için Ebeveyn İzleme Kurulu oluşturmayı bile düşünüyormuş Aliye Kavaf. Hatta olmazsa şifreli kanala da alınabilirmiş televizyon dizileri. Bunları duyunca tabii ister istemez insanın aklına haftada en az bir kere seks bahsi açmadan durmayan Ayşe Arman geliyor. Hem bu Ayşe Arman, bununla da kalmıyor ki, gidiyor eşcinsel hakemle falan röportaj yapıyor, üstüne üstlük Bakan Kavaf gibi tedavi olmasını da önermiyor eşcinsellere. Köşe yazarlarının kontrolü Bakan Kavaf’a verilirse Hürriyet gazetesi Ayşe Arman’ın yazdığı günler poşetle çıkabilir yani.
ESRA EROL YÜKSELİR
Televizyonda meşhur olup köşe yazmaya başlamış pek çok isim var. Köşe yazarları, toplumu disipline etmeye meraklı Bakan Aliye Kavaf’ın sorumluluğuna verilirse televizyondan tanıdığımız bir isim özellikle yükselebilir. Kim derseniz, Esra Erol. Niye derseniz, tam da Aliye Kavaf’ın idealindeki gibi aileler kurmaya çalışan program yapıyor bir defa. Eşcinsellere karşı tutumu, tıpkı Bakan Kavaf gibi. Üstüne üstlük geçtiğimiz günlerde AKP’yi eleştiren bir konuğu stüdyodan da kovdu. Yani Başbakan’ın Türkiye’de arayıp bulamadığı ideal köşe yazarı olur Esra Erol. Öyle Yunanistan’a falan gitmeye gerek kalmaz böylece.
Bu ne böyle; ‘yengemin bıyığı olsa amcam olurdu’ yazısı demeyin? Bakanların bunları söyleyebildiği, Başbakan’ın köşe yazarlarını patronlarına şikâyet ettiği, Başbakan Yardımcısı’nın gazetecilere “Tuu size…” dediği ülkede her şey olur. Köşe Yazarlarından Sorumlu Bakanlık kurmak da ancak böyle bir iktidara nasip olur. Köşe Vuruşu her zaman köşecilere vuracak değil ya, top bazen kafalardan seker, ‘şeref’ tribünündekilerin kucağına düşer.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Etiketler
Birgün Yazıları
(45)
Köşe Vuruşu
(45)
Yeni Söz Yazıları
(11)
Röportaj
(2)
Tuzla Tersanaleri
(2)
İşçi Ölümleri
(2)
AKP
(1)
Arundathi Roy
(1)
Can Dündar
(1)
Darbe
(1)
Ece Temelkuran
(1)
Edward Said
(1)
Ergenekon Operasyonu
(1)
Gazze
(1)
Mustafa
(1)
Mustafa Kemal Atatürk
(1)
Radikal Yazıları
(1)
S
(1)
Savaş
(1)
Sosyal Güvenlik
(1)
Tuzla
(1)
Ufuk Uras
(1)
belgesel
(1)
istanbul
(1)
işsizlik
(1)
kot taşlama
(1)
sermaye
(1)
sol
(1)
taşlanmış kota boykot
(1)
toplumsal paranoya
(1)
yoksulluk
(1)
Çocuk İşçiler
(1)
örgütlenme
(1)
üçüncü köprü
(1)
üçüncü köprü yerine yaşam platformu
(1)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder